“Lale Devri” bitti!

Uyanın arkadaşlar, uyanın ve silkinin!
 “Lale Devri” bitti!
“Hoş Lale” devri biteli neredeyse 300 yıl olacak ama neyse…
Sıcak memleket diye çok da üzerinde durmadık.
Çalışmamak için öne sürülen her bahaneye “tamam” dedik.
Ama devir değişti!
Haktı, hukuktu ona da tamam ama o işler için de bir türlü bir araya gelip, yumruğumuzu masaya koyamadık.
Onda da hata bizde!
Bu memleketin iş gücünün yarısı vatandaş değil, kalan yarısının da en büyük hayali memur olmak!
(Ne yalan söyleyeyim ben dâhil.)
Ama nereden baksan “hayal” işte…
Son model arabayı sanki yarın alacak gibi incelemeye benziyor bu iş.
Para var mı? 
Yok!
İmkân var mı?
Yok!
O zaman tamam, duralım artık…
Hep beraber kendimize gelelim!
Biz bu kafalarla memleketi kurtaramayacağız belli, hiç değilse kendimizi kurtaralım.
Peki, ama nasıl?
ÇALIŞARAK!
Ne demek “çalışmak”?
Türk Dil Kurumuna göre:
“Bir şeyi oluşturmak veya ortaya çıkarmak için emek harcamak.”
…ama kelimenin tam manasıyla!
Yani üzgünüm ama bugüne kadar yaptığımız şey çok da “çalışmak” değildi.
Olsa olsa “bulunmak”, “iştirak etmek ”ti…
Ama o günler geçti, devir değişti!
Bu saatten sonra çalışmayana ekmek yok!
Şirketler ardı ardına iflas bayrağı çekiyor.
Dünyanın tanımadığı bir ülkede, cebimizde şıkırdayan değersiz para birimimizle çok fazla yaşayamayız.
En azından hepimiz…
Tabii tuzu kuru olanları tenzih ederim.
O ağalar kira gelirleriyle çalışanlar üzerinden nefes almaya (bir süre daha) devam edebilirler.
Ama kalanlar acil toplansın, Survivor başlıyor!
İlk ders ekmek kazanmaktı ama çoğumuz o dersi kaçırdık, iyi işleri başkaları kaptı.
O zaman ikinci derse geçelim.
“Başkasına kaptırılan ekmek, geri nasıl kazanılır?”
Bu ders uygulamalı olacak.
Elinizi rakibinizin ağzından sokmak süretiyle, boğazından ilerleyerek ekmeği yakalayıp geri çekeceksiniz. 
Artık nerede yakalarsanız.
Ama hızlı davranın!
Rakip ekmeği sindirir de çıkarırsa, geçmiş olsun…
O vakit size yemek için dışkıdan başka şey kalmaz.
O yüzden lütfen kendiniz için iyi bir şey yapın ve çalışın!
Çalışalım hep beraber…