HAYAT YAŞAMAYA DEĞER AMA…
Bu Cuma itibari ile her hafta Cuma günleri bu köşede kısmetse sizlerle buluşacağız.

Kimi zaman çokbilmiş edalarında, kimi zaman fütursuz ve üslupsuz kinayelerle, kimi zaman itham ve suçlayıcı tavırlarla, ama asla yalan dolan, iftira olmadan çok güzel bir köşe paylaşacağım sizlerle.
HOŞ GELDİNİZ KELİME DÜNYAMA.
Dünya o kadar büyük bir coğrafya ki; yüzölçümü 509.200.000 km²dir. Bunun %70'i 360.600.000 km²’si denizlerden, %30'u 148.600.000 km²’si karalardan oluşur.
Demograflar 192.000 yıl boyunca dünya üzerine 109 milyar insanın yaşayıp ve öldüğünü söylüyorlar. Bugün hayatta olan insan sayısını daeklediğimizde, 117 milyar insanın yaşadığını ifade ediyorlar.
Kısacası, şuanda yaşayan 8 milyar insan nüfusuna kişi başı düşen yaklaşık kara parçası 18 bin 575 metrekare.
KKTC’nin yüzölçümü ise 3 bin 355 kilometrekare, yaklaşık nüfuzu 450 bin olarak aldığımızda KKTC sınırları içerisinde kişi başına düşen kara parçası ise yaklaşık 7 bin 456 metrekare.
Yani bu hesaba göre,
KKTC de yaşayan nüfusun dünya genelinde kişi başı alacağı 11 bin metrekare kara parçası var.
Yukarıda vermiş olduğum bu kadar gereksiz bilgi sizi neden ilgilendirsin.
Sizi, beni, bizi ilgilendirmese de bazılarını çok ama çok ilgilendiriyor.
O toprak parçası için Ortadoğu da kan gövdeyi götürüyor,
Rusya Ukrayna aynı gerekçe ile binlerce insan evinden, sevdiklerinden kaçarak yaşama tutunmaya çalışıyor.
Tüm bu yaşananlar insanların doyumsuz toprak sevgisinden meydana geliyor. Ortalama ömrü 70 yıl olan biz fâniler neyi paylaşamıyoruz bilmesek de, birileri bizim yerimize kararlar veriyor, can alıyor, katlediyor, zapt ediyor, işgal ediyor.
Mevlana’nın dediği gibi “Topraktan geldik toprağa gideceğiz.
Neden bu kadar zulüm kim ister sevdiklerini bırakıp gurbet ellerde tanımadığı coğrafya da farklı kültür, farklı dil, farklı din, farklı yaşamlarda ötekileştirilmeyi. Kim ister tanımadığı insanlar tarafından yok sayılmayı ama işte gel gör ki o yaratılan kaçışların yarattığı psikoloji değil mi toprak sahibi olma güdüsünü.
Sahiplenmeli insan yaşadığı alanı,
Zarar gelmemeli kendi sınırlarına,
İşte bu cümleler yaratmakta değil mi? toprak aşkını.
Kısacası TOPRAK DOYURSUN GÖZÜMÜZÜ.
What's Your Reaction?






