Kimliksizler Derneği: “Bu Çocuklar Kıbrıslıdır, Hakları Gasp Edilemez”

Genç TV’de yayınlanan “Diğerleri” programına konuk olan Kimliksizler Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Can Azer ve Başkan Yardımcısı hukukçu Nazen Şansal, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakkı mücadelesini anlattı.

Jun 10, 2025 - 10:04
Kimliksizler Derneği: “Bu Çocuklar Kıbrıslıdır, Hakları Gasp Edilemez”
           
               

Genç TV’de yayınlanan “Diğerleri” programına konuk olan Kimliksizler Derneği Başkanı Yard. Doç. Dr. Can Azer ve Başkan Yardımcısı hukukçu Nazen Şansal, karma evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık hakkı mücadelesini anlattı.
Programda, dernek yetkilileri hem anayasal hem de vicdani bir hak mücadelesi verdiklerini vurguladı. Can Azer, "Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası, ebeveynlerinden biri vatandaş olan çocuklara doğrudan vatandaşlık hakkı tanır. Biz bu hakkı hatırlatıyor, uygulamadaki ayrımcılığa karşı çıkıyoruz" dedi.

"Keyfi ve Siyasi Gerekçelerle Hakkımız Engelleniyor"
Nazen Şansal ise 2007 yılında çıkarılan ve özellikle Türk vatandaşlarıyla yapılan evlilikleri hedef alan Bakanlar Kurulu kararına dikkat çekerek, "Anayasa açıksa da, 2007’de alınan bu karar çocukları doğrudan etnik temelli ayrımcılığa tabi tutuyor. Bu sadece hukuksuz değil, aynı zamanda insani olmayan bir uygulamadır" ifadelerini kullandı.
Dernek ayrıca, Kıbrıs Yüksek Mahkemesi tarafından reddedilen Eda Hançer Akkor davasına da dikkat çekti. Dernek Yönetim Kurulu üyesi Şansal, "Hepimiz biliyoruz ki pek çok devlette olduğu gibi Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de siyaset hukukun üzerindedir. Bu Mahkeme kararı adil değildir, insan haklarına, çocuk haklarına uygun değildir, en önemlisi de “ayrımcılık yapmama yasağına” aykırıdır. Fakat hiçbir şekilde moral bozucu olmamalıdır çünkü artık mücadele alanı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınabilecek aşamaya gelmiştir. Ki bu da yıllardır dile getirilen, beklenilen bir şeydi. Mücadele, yargıdaki boyutuyla artık Kıbrıs Cumhuriyetinin inisiyatif alanının dışına taşınabilecek ve uluslararası mekanizmaların denetimine tabi olacaktır. 
Bu davada pek konuşulmayan ama insan haklarına, adil yargılanma hakkına aykırı olan bir husus daha vardır ki yargılamanın tamamen Yunanca yapılması, çeviri yapılmamasıdır. Bizzat duruşmalarında bulunduğum için gözlemimi aktarıyorum: Davacı, ailesi ve davayı destekleyen bizler, kimse mahkemede konuşulanları anlamamaktaydı. Elbette çıkışta avukat Nicolatta hanım bizlere ve basına açıklamalar yapıyordu ama önemli olan mahkeme salonunda, başta davacı olmak üzere, dilin anlaşılmasıdır. Halbuki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dillerinden biri de Türkçe’dir, olmasaydı bile davacı bir Kıbrıslı Türktür ve mahkemede anladığı bir lisana çeviri yapılması temel bir insan hakkıdır." dedi.

"Mahkeme Dili Davacının Anlamadığı Bir Dildi"
Nazen Şansal, davaya ilişkin dikkat çeken bir insan hakkı ihlalini de kamuoyuyla paylaştı: “Yargılamanın tamamı Yunanca yapıldı, çeviri sağlanmadı. Mahkeme salonunda, başta davacı olmak üzere, kimse ne söylendiğini anlayamadı. Oysa Kıbrıs Cumhuriyeti’nin resmi dillerinden biri Türkçedir. Bu durum, adil yargılanma hakkı ve temel insan haklarına açıkça aykırıdır.”

"Bu Mücadele Barışa Hizmet Ediyor"
Yetkililer, vatandaşlık hakkının tanınmasının yalnızca bireysel bir hak değil, aynı zamanda Kıbrıs’ta barışa ve ortak aidiyete hizmet edeceğini söyledi. “Bu çocuklar ülkenin geleceği. Onlara sahip çıkmak, birlikte yaşamın temelidir” diyen Azer, hak mücadelesinin evrensel hukuk zemininde kararlılıkla süreceğini vurguladı.

Uluslararası Destek Büyüyor
Programda, Kıbrıs’ın güneyinden hukukçular, öğretmen sendikaları ve sivil toplum örgütlerinden gelen destek de paylaşıldı. AKEL partisinin konuya dair destek açıklaması yaptığı, Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Komisyonu nezdinde süreçlerin başlatıldığı belirtildi.

What's Your Reaction?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow