YABANCI UYRUKLU ÇALIŞANLARI BEKLEYEN BÜYÜK TEHLİKE
Sizce bunca üçüncü ülke vatandaşı çalışan, Kuzey Kıbrıs’ta işveren tarafından neden tercih sebebi oldu? Hem de devletin KKTC vatandaşı çalışanlar için, işverene verdiği sigorta prim desteğine rağmen…
Yanıtı; işinde ehil, yüksek performanslı ve sahipsiz olması!
İşinde ehil olmak…
Hiç de şaşırtıcı değil, işinde uzman eleman bulmak gerçekten zor. Bu yüzden, ehil kişi hangi ülkeden olursa olsun işveren tarafından özel olarak getirtilip işin başında çalıştırılıyor.
Yüksek performans…
Bu ülkeye özellikle başka ülkelerden gelen personellerin en büyük sıkıntısı adaptasyondur. Ada’nın sıcaktan bezmiş sakin yapısına adapte olmakta güçlük çekerler çünkü genelinin çalışma performansı yüksektir. Ama ne zaman ki bu performanslarının değer görmediğini anlarlar, o zaman ya performansları düşüşe geçer ya da farklı iş arayışlarına geçerler.
Sahipsiz olmak…
Bu his şiddetli bir biçimde yaşatılıyor bu ülkede.
Üçüncü ülke vatandaşları sıklıkla kayıt dışı, düşük ücretli, ağır ve zor görevlerde, üstelik uzun saatler acımasızca çalıştırılıyor.
Peki, üçüncü ülke vatandaşı çalışanlarının bırakın bunca emeklerinin karşılığını almayı, bundan sonra KKTC vatandaşı çalışanlara göre yüzde 30 daha düşük ücret almakla karşı karşıya olduklarını biliyor musunuz? Şu an devlet yetkilileri kapalı kapılar arkasında bu süreci konuşuyor.
Haziran ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sadık Gardiyanoğlu, üçüncü ülke vatandaşlarının çalışma koşullarıyla ilgili çeşitli düzenlemeler yapacaklarını bildirmişti.
KKTC’ye çalışma için gelen üçüncü ülke vatandaşlarıyla işverenlerin bir akit imzalayacağını ve bu çerçevede işçilerin kalacak yer ve beslenme sorumluluklarının üstlenilmesi durumunda bu kişilere asgari ücretin yüzde 30 altında maaş ödenebileceğini açıklamıştı.
Başbakan Ünal Üstel’in Ulusal Birlik Partisi Taşkınköy Örgütü ziyaretinde kamuoyuna açıkladığı, çalışma hayatındaki üçüncü ülke vatandaşlarının koşullarıyla ilgili yasal çalışma konusu er ya da geç mecliste gündeme gelecek...
Bu arada zaten insanlık dışı çalıştırılan üçüncü ülke vatandaşı çalışanların kalacak yer ve beslenme konularının nasıl çözüleceğini merak edenler gözlerini açıp çevrelerindeki inşaat diplerine, market köşelerine, akaryakıt istasyonlarına ya da tarlara dikkatle bakabilirler. Çünkü bu insanların yaşadığı dram ulu orta ve gözler önünde.
Gel gelelim madalyonun diğer yüzüne…
Sanmayın ki bu iş sadece üçüncü ülke vatandaşlarını etkileyecek.
Bu durumdan belki de en çok KKTC vatandaşı olanlar etkilenecek.
Çünkü bazı işverenler nasıl bugüne kadar sırf devletten prim desteği alabilmek için özellikle vatandaşla çalışmayı tercih ettiyse, bugünden sonra da yüzde 30 daha az ödemek için elbette yabancı uyruklu çalışanları tercih edecek…
Sonuç itibari ile hedef belli, üçüncü ülke vatandaşı…
Hem işinde ehil hem yüksek performanslı hem sahipsiz hem de ucuz!
Ederi devlet eliyle tescillenmiş, başka bir değişle işveren için devlet tarafından resmen kampanyaya sokulmuş, yüzde 30 daha ucuz iş gücü!
İşte devletin coğrafyasında çalışan özelde üçüncü ülke vatandaşı genelde ise kendi vatandaşına reva görüp üzerine çalıştığı “adaletsizlik yasasının” iç yüzü bu!
Ne de olsa biri oy hakkı olmayan, diğeri “istikrar” sloganına kapılmış, uykusu ağır bir yığın değersiz çalışan…
Ne ehemmiyeti var?
Yeter ki sermaye sahipleri mutlu olsun!
What's Your Reaction?