SİZ BU KRİZİ YÖNETMEYİ BECEREMEDİNİZ…

Hızlı oluşan kaoslar toplum nezdinde anlık kontrolüz reaksiyonları tetikler.

İşte bu nokta da hükümetler ve yönetimler sakin kalabilme ve anlık karar ya da fikir üretme eyleminde bulunmamalıdır.

İktidarın ve yönetimin bu kaotik ortamda, ortak aklın dışında fevri ve kontrolsüz çıkışları toplumda geri dönüşü mümkün olmayan reaksiyonların oluşmasına neden olur.

İşte bizim iş bilmez iktidar ve iktidarın kişisel çıkarları için tribüne oynayan elemanları, bu kaosu icazet yöntemi ile Kıbrıslının en zayıf halkasını kırarak yarattılar.

Son 18 yılda ülkenin demografik ve sosyokültürel yapısını inanılmaz hızlı şekilde değiştirdiler. Bu değişim ne ekonomik yönden nede ahlaki yönden toplum faydasına değil, sosyal yozlaşmaya dönüştü.

Senin eğitimini almamış senin kültür ve ahlaki değerlerine yabancı hassasiyetlerinin farkında olmayan bir nüfussal kitle oluştu.

Oluşan bu nüfussal kitle bölgesel farklılıklar gösterse de ortak özne KKTC’dir. Özellikle İskele ve Girne bölgesinde yaşayan yabancı nüfusun çocukları okullarımızda eğitim almakta, bu çocukların kimi Hristiyan kimi Yahudi.

Bu çocuklardan biri bende okula Yahudilerin başlarına taktığı “KİPPA” ile geleceğim derse, teşbihte hata olmaz “Sıçtı Cafer bez getir, cıvık sıçtı tez getir" işte ayıkla pirincin taşını.

…………………………………………………

“Laik idarede din asla devlet işlerine karışmaz. YASALAR YAPILIRKEN ESKİDEN OLDUĞU GİBİ DİNE UYGUNLUK DEĞİL, ÇAĞIN GEREKLERİNE CEVAP VERİP VERMEMESİ ÖNEM KAZANIR."Din ve mezhep, herkesin vicdanına kalmış bir iştir. Hiç kimse, hiç bir kimseyi ne bir din, ne de bir mezhep kabulüne zorlayabilir.”

yukardaki paragrafta yazıldığı ve açıklandığı gibi yasalar yapılırken dine ya da biat ettiğiniz kurumlara bağlı olarak toplumsal dinamiklerle oynayamazsınız.

Ortaya kişilere ya da guruplara bağlı yeni bir yönetim anlayışı oluşturamazsınız.

Kısacası literatüre yalakalığa bağlı bir laiklik anlayışı yerleştirmeyin.

Siz bu krizi yönetmeyi beceremediniz.

Çünkü hükümetin içerisinde al gülüm ver gülüm anlayışı ile hareket eden siyasiler olması hasebiyle, halkı ortada olmayan büyük bir krizle karşı karşıya getirmek onlar için sorun olmadı.

Aklıselim bir şekilde oluşan bu krizi, mevcut eğitim dönemini bitirip daha sonra bu süreç ile ilgili gerekli değerlendirmelerin, araştırmalarını yapılarak, masaya öğretmenleri, akademisyenleri ve gerekli paydaşları alarak çağın gereklerine cevap verecek bir düzenleme üretebilirsiniz.

Hala bunun için geç değil dolduruşa gelip halkla karşı karşıya gelmenin bir anlamı yok.