Yeşil Hidrojen: Türkiye’nin ve KKTC'nin Yeni Enerji Umudu mu?

Dünyanın fosil yakıtlardan uzaklaştığı, enerji dönüşümünün hızlandığı bir dönemde, yeşil hidrojen kavramı giderek daha fazla gündeme geliyor. Peki, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) için yeşil hidrojen gerçekten bir umut mu, yoksa uzak bir hedef mi?

Yeşil Hidrojen Nedir?

Yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji kaynakları (güneş, rüzgar gibi) kullanılarak sudan elektroliz yoluyla elde edilen çevre dostu bir enerji taşıyıcısıdır. Karbon emisyonu yaratmaz, bu nedenle iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar.

Türkiye'nin Potansiyeli

Türkiye, güneş ve rüzgar enerjisinde önemli potansiyele sahip. Bu potansiyel, yeşil hidrojen üretiminde büyük avantaj sağlayabilir. 2023 yılında yayınlanan "Ulusal Hidrojen Stratejisi", Türkiye’nin 2035’e kadar yıllık 2,5 milyon ton yeşil hidrojen üretmeyi hedeflediğini gösteriyor. Bu, sadece iç tüketimi değil, Avrupa’ya ihracatı da hedefleyen bir vizyonun parçası.

KKTC İçin Bir Fırsat mı?

KKTC, enerji arzı konusunda dışa bağımlı bir yapıya sahip. Ancak güneşlenme süresi oldukça yüksek. Eğer doğru yatırımlar yapılırsa, KKTC hem enerji bağımsızlığını sağlayabilir hem de hidrojen teknolojileriyle bölgesel bir oyuncuya dönüşebilir. Bu noktada Türkiye ile yapılacak iş birlikleri kilit rol oynayacaktır.

Zorluklar ve Fırsatlar

Elbette yeşil hidrojenin önünde teknolojik ve ekonomik engeller var. Elektrolizör teknolojisinin maliyeti, altyapı eksiklikleri ve yatırım ihtiyacı, sürecin önündeki en büyük engeller arasında. Ancak AB’nin hidrojen stratejisi, Türkiye ve KKTC için finansman ve iş birliği fırsatları sunuyor.

Yeşil hidrojen, Türkiye ve KKTC için sadece enerji değil, aynı zamanda sürdürülebilir kalkınma, dışa bağımlılıktan kurtuluş ve çevresel sorumluluk açısından da büyük bir fırsat. Şimdi doğru adımları atma ve bu umudu gerçeğe dönüştürme zamanı.