KKTC’de Bisiklet Kültürü Neden Gelişemiyor?
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), doğal güzellikleri, ılıman iklimi ve kısa mesafeleriyle bisiklet kullanımına son derece uygun bir coğrafya sunuyor. Ancak tüm bu avantajlara rağmen, KKTC’de bisiklet bir ulaşım aracı veya günlük yaşamın doğal bir parçası haline gelemiyor. Peki neden? Gelin bu sorunun kökenine birlikte bakalım.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), doğal güzellikleri, ılıman iklimi ve kısa mesafeleriyle bisiklet kullanımına son derece uygun bir coğrafya sunuyor. Ancak tüm bu avantajlara rağmen, KKTC’de bisiklet bir ulaşım aracı veya günlük yaşamın doğal bir parçası haline gelemiyor. Peki neden? Gelin bu sorunun kökenine birlikte bakalım.
Altyapı Yetersizliği
Bir yerde bisiklet kültürünün gelişmesi için en temel gerekliliklerden biri güvenli ve işlevsel bir altyapıdır. Ne yazık ki KKTC’de şehir planlamasında bisikletlilere yönelik ciddi bir düşünce bulunmuyor. Çoğu bölgede bisiklet yolları yok, var olanlar ise hem yetersiz hem de düzensiz. Şehirler arası yollarda bisiklet sürmek neredeyse imkânsız çünkü güvenlik bariyerleri, geniş omuz şeritleri veya bisiklet park alanları bulunmuyor. Sürücüler de bu yollarda bisikletlilere saygı göstermeye alışık değil. Bu koşullarda bisiklet sürmek cesaret isterken, günlük ulaşımda bisiklet tercih etmek neredeyse bir risk haline geliyor.
Toplumsal Algı
KKTC’de bisiklete bakış açısında hâlâ olumsuz bir algı var. Bisiklet çoğu kişi için bir spor veya çocuk aktivitesi olarak görülüyor. Günlük ulaşımda bisiklet kullanmak, bir "zorunluluk" gibi algılanabiliyor; yani ekonomik olarak araç alamayanların tercihiymiş gibi bir etiket var. Oysa modern şehirlerde bisiklet kullanımı; çevreci, sağlıklı ve çağdaş bir yaşam tarzının parçası olarak görülüyor. Bu algı değişmediği sürece, toplumun geniş kesimlerinin bisikleti benimsemesi de kolay görünmüyor.
İklim ve Coğrafi Koşullar
İlk bakışta iklim avantajlı görünse de yaz aylarında sıcaklıklar çok yüksek olabiliyor. Özellikle Temmuz ve Ağustos aylarında açık havada fiziksel efor sarf etmek zorlaşıyor. Serin sabah veya akşam saatlerinde dahi sıcaklık, terlemeyi ve dolayısıyla konforu azaltıyor. Ayrıca bazı şehirlerdeki yokuşlu yollar da yeni başlayan bisikletçiler için zorluk oluşturuyor. Elbette bu tür coğrafi dezavantajlar dünyanın birçok yerinde var; ancak doğru planlama ve destekleyici altyapılarla aşılabiliyor.
Motorlu Taşıt Ağırlıklı Ulaşım Alışkanlıkları
KKTC’de bireysel araç kullanımı son derece yaygın. Küçük mesafeler için bile otomobil kullanmak bir norm haline gelmiş durumda. Herkesin bir aracı olması bir statü göstergesi gibi algılanıyor. Dolayısıyla hem bireysel hem de toplumsal reflekslerde bisiklete bir "alternatif ulaşım" olarak yer verilmiyor. Üstelik otopark kültüründe bisiklet park yerlerinin olmaması, bisiklet kullanıcılarının günlük hayatını daha da zorlaştırıyor.
Teşvik Eksikliği
Başta belediyeler olmak üzere devlet kurumlarının bisiklet kullanımını özendiren bir politika geliştirdiğini söylemek zor. Bisiklet kiralama sistemleri, bisiklet dostu kampanyalar, toplu taşımada bisiklete izin verilmesi gibi uygulamalar neredeyse hiç yok. Okullarda bisiklet kullanımı teşvik edilmiyor, büyük etkinlikler düzenlenmiyor, şirketlerin bisiklet dostu olması için destekleyici mekanizmalar oluşturulmuyor. Teşvik olmadan, toplumun alışkanlıklarını değiştirmek oldukça güç.
Güvenlik Kaygıları
Trafik düzeni ve sürücü davranışları da bisiklet kullanımının önündeki ciddi engellerden biri. Araç sürücülerinin büyük kısmı, trafikte bisikletlilere yeterince saygı göstermiyor. Trafik kazalarına açık bir konumda kalan bisikletliler, hem bireysel hem de ailevi kaygılar nedeniyle bisiklet kullanmaktan uzak duruyor. Çocuklarına bisiklet alıp sokakta güvenle sürmesini isteyen aile sayısı oldukça az.
Peki Çözüm Ne Olabilir?
Bisiklet kültürünün gelişmesi için topyekûn bir zihniyet değişimi gerekiyor.
- Şehir Planlamasında Öncelik: Yeni yollar yapılırken mutlaka bisiklet yolları da tasarlanmalı. Var olan yollar bisikletlilere uyumlu hale getirilmeli.
- Toplumsal Farkındalık: Bisikletin bir "zorunluluk" değil, bilinçli bir tercih olduğu anlatılmalı. Sağlık, çevre, ekonomi gibi alanlarda bisikletin avantajları vurgulanmalı.
- Teşvikler: Belediyeler ücretsiz bisiklet günleri, okullar bisikletli günler, işyerleri bisikletli çalışan destekleri sunmalı.
- Güvenli Sürüş Eğitimleri: Hem bisikletlilere hem de sürücülere yönelik güvenlik eğitimleri düzenlenmeli.
- Bisiklet Dostu Toplu Taşıma: Otobüslerde bisiklet taşıma sistemleri geliştirilmeli.
KKTC, bisiklet kültürünü geliştirebilecek tüm doğal avantajlara sahip bir ülke. Ancak zihniyet değişimi, altyapı yatırımı ve ciddi bir vizyon olmadan bu potansiyel harekete geçemiyor. Oysa daha temiz, daha yaşanabilir, daha sağlıklı bir KKTC için bisiklet sadece bir ulaşım aracı değil; bir yaşam biçimi olmalı.
Ve belki de ilk adım, herkesin kendi hayatına bir pedal çevirim eklemesiyle mümkün olacak.
What's Your Reaction?






