Sende Zengin Olduğun Şeylere Odaklan

Nov 17, 2024 - 10:27
Sende Zengin Olduğun Şeylere Odaklan
           
               

Şimdi birlikte, bebek anne rahmine düştüğü andan itibaren oluşturduğumuz zihin bilinci nasıl bir şey yaratıyor, bunu inceleyelim. Hani her şeyi aklımızın çözeceğini sanıyoruz ya… Ve istiyoruz ki çocuklarımız çok akıllı olsun, yenilmez olsun, bu tehlikelerle dolu dünyada ayağına taş değmesin. Bununla birlikte büyük başarılara imza atsın. Bunun için hamilelikte başlıyoruz besin takviyeleri kullanmaya.

Peki sonra ne oluyor? O üzerine bütün yatırımı yapmış olduğumuz aklımız bizi acı deneyimlerden muaf hale getirebilir mi? Çok akıllıysak daha çok sevilecek miyiz mesela? Nasıl hissedeceğimizi bulabilecek miyiz? Ve yaşadığımız acı deneyimlerle başa çıkabilecek miyiz? Eğer bu sorulara evet diyemiyorsak, bu nedenlere ilişkin biraz düşünmeye değer.

İnsanız ve hep daha iyisini isteyecek egolarımız var. Diyelim ki bir şirkette çalışıyorsunuz; zihniniz hep olmayana odaklanacak, mevcut olanı beğenmeyecek. Başka bir şey hayal edecek ve her gün onu arzulayıp sahip olduğunuz işe lanetler yağdıracak. Diyelim ki işsizsiniz; o vakit şirkette çalışan arkadaşınıza özenip onun lanetler yağdırdığı işte çalışmak için delirirsiniz. Onun iki katı çalışmaya razı olur, işsiz olmaya lanet edersiniz. Diyelim ki bu ikisi de değil, başka bir şeysiniz ve yine olmadığınız bir şeyi arzulayıp olduğunuz şeyden kurtulmak istersiniz.

İşte tam burada, biraz zihin sistemini anlamak ve tanımak katkı sağlayabilir. Zihni iki bölüm gibi algılamak faydalı olacaktır: yapan zihin ve var olan zihin.

Yapan zihin yapmaya odaklıdır. Hiçbir zaman anda olamaz; geçmişte ve gelecekte yaşar. Düşündüklerinizi gerçek gibi algılar.
Var olan zihin ise hislerle anda var olur. Anda olana odaklanır ve her düşüncenin değişiminin farkındadır. Bütünsel resme odaklanır.

Bu bilgilerle zihninizin hangi durumunun aktif olduğunu fark etmişsinizdir. Tüm yatırımı yapan zihne yaptığımızdan, hayat ilgimiz bu şekilde gelişiyor. Hep etrafı yargılarken, başkalarının değersizliği üzerinden kendi değerimizi örerken bulabiliyoruz kendimizi. Aynı anda hem zalim hem de dünyanın en şefkatli insanı olabiliyoruz. Birini hem çok sevip hem de ondan nefret edebiliyoruz.

Ne zamanki yapan zihin biraz susar, var olan zihin devreye girer. Bu bölüm devreye girince, hep olmaya çalıştığımız an farkındalığı ile tanışırız. Geçmişten özgürleşip geleceğin korkularını bir kenara bırakır ve “Şu anda gerçekte ne oluyor? Bu planın benimle ilişkisi ne? Bu planın çevremde yarattığı etki ne?” sorularını hissetmeye başlarız.

An farkındalığı için zihnin bu bölümüne biraz yatırım yapmak faydalı olacaktır. Değişim böyle başlar. Eğer evrende olan her şeyin bize karşı olmadığını, sadece “olduğunu” idrak edebilirsek, olasılıklar peş peşe açılır. Takılıp kaldığımız her ne ise, çıkış kapısını kolaylıkla bulabilme yeteneğimiz ancak bu şekilde mümkün olabilir.

Şimdi mutlu olmak için yapman gereken tek şey, sahip olduğun şeylerde güzel olana odaklanmak ve kendi zenginliklerini keşfetmektir. Söylemesi kolay, değil mi? Yapması ise pek kolay olmayacak. Ancak bunu kolaylaştırmak için zihnimizin var olan bölümünü büyütmek gerekiyor.

Meditasyon, dikkati bedene getirmek, bedende oluşan hislere bakmak ve nefesi izlemek bu sürece büyük katkı sağlar. İçinden geçtiğimiz bu özel zamanlarda herkes biraz daha derine inmeli, biraz daha kendini sevmeli ve şefkat göstermelidir.

O halde hep birlikte soralım: “Bundan daha iyisi nasıl olur?”

What's Your Reaction?

like

dislike

love

funny

angry

sad

wow