“Hırsızın hiç mi suçu yok?”
Yeni yılla birlikte KKTC vatandaşının 2025 den beklentileri yine değişmedi. Nedir bu beklenti 2024 den daha kötü olmamak. KKTC Hükümetleri, o kadar istikrarlı bir yapı oluşturdu ki beklentileri standartta oturttu. Hâlbuki gelişmiş ülkelerde durum böyle mi?

Yeni yılla birlikte KKTC vatandaşının 2025 den beklentileri yine değişmedi.
Nedir bu beklenti 2024 den daha kötü olmamak.
KKTC Hükümetleri, o kadar istikrarlı bir yapı oluşturdu ki beklentileri standartta oturttu.
Hâlbuki gelişmiş ülkelerde durum böyle mi?
Vatandaş hep bir beklenti içerisinde;
sosyal hakların daha artırılması, sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi, eğitimde fırsat eşitliği ve eğitimin kalitesinin artırılması, üretime ve üreticiye devlet desteği, iklim değişikliği ile ilgili devlet politikası, yeni sektörler için yatırım teşvikleri, tarım ve hayvancılık için teşvik ve yatırım fırsatları, turizm için yeni vizyon ve fiyat politikaları gibi birçok gereksiz beklenti ve destekler söz konusu.
İşte bu tamamen gelişmiş devletlerin siyaseti ve politikayı, bizim hükümetler kadar bilmemelerinden kaynaklı.
Şayet KKTC SİYASİLERİ kadar birazcık politikayı bilseler, her sene bir önceki seneden daha kötü olundukça, vatandaşın beklentisinin bir önceki seneyi mumla araması olacağını analyacaklar.
Nasıl? Diye sorduklarını duyar gibiyim;
Mesela, örneğin, söz gelimi.
Elektrik kesintilerini bir önceki seneden bir tık fazla yapacaksın, şayet bu olmazsa hem elektriğin fiyatını artıracaksın hem yerli yersiz keseceksin.
Eğitimde öğretmen eksikliği artacak ama öğretmen almayacaksın, oldu aldın orda da sınav yerine torpil uygulayacaksın.
Bu tutmadı mı?
Okulu tadilata alacaksın 2 yada 3 sene de tadil etmeyeceksin.
Vatandaşın alım gücü düştü mü, hemen üreticiyi yatırımcıyı suçlayacaksın olmazsa perakendecileri devreye sokup fiyatı onlar yükseltiyor deyip denetimleri artıracağız diyeceksin.
Baktın her şey B… SARDI!
Hemen bir hükümet krizi çıkaracaksın, iki üç hafta hükümet düştü düşüyor konuşturacaksın ortalık süt liman.
Ama en tehlikelisi, tabandan ses yükselmeye başladığı zaman.
O süreci iyi yöneteceksin önce sesi yükselteni tespit edeceksin sonra sesi yükseltenin kime bağlı olduğunu belirleyeceksin sonra bağlı olduğu kişinin talebini belirleyecek ona gerekli Telkin, Tehdit ve Teklifleri sunacaksın.
Bu 3T tekniği tutmazsa bizim yapacak bir şeyimiz yok valla karşı taraf böyle istiyor jokerini kullanacaksın.
İşte bizdeki HÜKÜMETLERİ başarılı yapan seçim STRATEJİSİ bu.
Adamın birisi yatsı namazını kılıp, evine gelmiş ve yatmış. O mışıl mışıl uyuyadursun, bir hırsız pencerenin birinden evin içine dalmış. Sessizce evi dolaşıp, yükte hafif pahada ağır ne varsa yükleyip götürmüş.
Adamcağız sabahleyin hanımının feryadıyla yatağından fırlamış. Bakmış ki olan olmuş, ağlaşan hanımına teselli vermiş, onu sakinleştirmiş. Sonra da doğruca kasaba kadısının yolunu tutmuş. Karşısına geçip kadıya olanları bir bir anlatmış, hırsızı şikâyet etmiş.
Kadı mağdur adamı dinlemiş; şöyle bir düşünmüş, uğraşmak lâzım… Başlamış sormaya:
“Niye kilidini sağlam vurmadın; niye uyanık olmadın; malına niye sahip çıkmadın; hırsızlık diye bir şey var bilmez misin?..”
Zavallı adam büsbütün şaşırmış. Hatta “bu gidişle suçlu bulunacağım galiba..” diye korkmaya bile başlamış. Kadı ise hâlâ soruyormuş: “Yatmadan önce kapıyı, pencereyi kontrol ettin mi?..”
Adamcağız böyle suçlayıcı sorular gelmeye devam edince artık dayanamamış:
“İyi ama kadı efendi,” demiş, “hırsızın hiç mi suçu yok?”
What's Your Reaction?






