Seyrek bıyık sendromu…

Seyrek bıyık sendromu…

Türkiye’de ve Kuzey Kıbrıs’ta, hatta dünyanın irili ufaklı farklı ülkelerinde yaşamak durumunda kalan ve sanılanın aksine %50’den de biraz fazla olduğunu iddia ettiğim bir kısım insanın yaşadığı his itibariyle “seyrek bıyık”; ev gezmesinde ishal patlaması yaşayıp suların kesik olduğunu fark etmek kadar ürpertici bir hisse sahiptir. Yani her ne kadar güçlü ve kişiye göre rahatlatıcı bir etkisi olduğuna inansanız da çok da keyif verici bulmadığımız bir durum olmakla beraber üzerine bolca da tiksindirici yanı sıra utanç vericidir…

Başka bir deyişle, etkisi beklenenden uzun süren bir çeşit Dubai çikolatası modası gibidir. İçinde kullanılan malzemelerin (tartışmasız) elde kalan ve halk sağlığına zararlı maddeler olduğu herkesçe bilinir ama tamamen pisboğazlıktan ya da efendime söyleyeyim bir şeyden de kusur kalmamacılıktan alınıp iştahla yenmiş, yedirilmiş, ele güne havası atılmış ve ne yazık atılmaya da hala ısrarla devam edilen uyduruk bir akımdır.

Bu akımın etkisini; bölgemizde her kış özellikle nemli alanlarda karşımıza çıkan duvar küfleri gibi de değerlendirebiliriz. Bu küflere yani funguslara zamanında müdahale edilmediğinde kendi gibi başı/kanı bozuk mikroorganizmalarla birleşip kol kola girerek bütün bir duvarınızın kısa zamanda içine edebilir ve hızla çürütebilir. Bu hikâyenin en ilginç yanı da birçok insanın bu durumu normal karşılaması ve sırf ele güne rezil olmamak için gerektiğinde ara ara gelişi güzel silip çıkarmaya çalışmasıdır. İroniye bakın ki bu fungusların ortaya çıkma nedeni tamamen duvar örüldüğü sırada malzemeden çalınmasıdır. Yani herifçioğlu zamanında doğru ve eksiksiz yalıtım yapsa ve duvarı doğru boya ile boyasa karşılaşılmayacak bir durumdur. Tabi bu cümleleri yazarken o evde yaşayanların da eşşek olmadığını düşünüyorum, ara ara açıp evlerini bir zahmet havalandırırlar herhalde…

Sözün özü “seyrek bıyık” son derece itici, rahatsız edici hatta ürpertici yani korkutucu bir sendromdur. Bir yerde bir şekilde tahrip edici ve zarar verici bir etkisi olduğu tecrübelerle sabittir. Bu akıma, modaya ya da hastalığa kapılan kişilerle karşılaşılması durumunda, aklıselim kişiler kuvvetle muhtemel nefesini tutar ve rektum kasını var gücüyle sıkar, kasar. Çünkü bilinir ki bu bıyıklı, fırsatını bulduğu ilk anda makata kaçar ve bu da yetmez gibi içeride açılarak geri çıkarılamayacak bir forma evrilir. 

Her neyse…
Bir soluk da amma da lakırdı ettim, hâlbuki bambaşka bir şeyden bahsedecektim.
Konu: “3. İlk evim Kredi Paketi 12 Şubat’ta başlıyor!” haberi.
Peki ne alaka?
Buraya dikkat!
Müjdeyi heyecanla veren kişi bir “seyrek bıyıklı”.
Söyleyeceklerim bu kadar!

Not: Bu yazı etkileşim amaçlı yazılmamış olup tamamen uyarı amaçlı yazılmıştır ve fişlenmemek pardon dişlenmemek ya da ne bileyim şişlenmemek için bu gönderiye beğeni ya da yorum yapmamanız hayati önem taşımaktadır…