Sevgili Olmak ve Sevgili Kalmak

Merhaba sevgili okuyucularım,
Sevgililer Günü’nün yaklaşmasından mütevellit, sevgili olmak ve sevgili kalmak konusunu birlikte düşünelim istiyorum. Mümkün mü sevgili kalmak? Bunun için neler gerekli?
Ben inanıyorum ki sevgili olmak sadece o ilk büyülü anı yakalamakla değil; aynı zamanda her geçen gün biraz daha emek vererek, birlikte büyüyerek sevgili kalabilmektir. Bugün sizlerle, yüreğimde yer etmiş deneyimlerimden ve gözlemlerimden yola çıkarak ilişkilerimizi nasıl daha sıcak, samimi ve derin kılabileceğimize dair içten ipuçları paylaşmak istiyorum.
Hayatımıza giren insanlar bize kendimizle ilgili en derin soruları sordurur. Aşk, dostluk, ortaklık—hepsi birer ayna gibidir. Peki, bu aynaya her baktığımızda ne görüyoruz?
Ben de zamanında aşka dair büyük laflar edenlerden biriydim. Sevmek, sevilmek isterken bir yandan da bir isyanım vardı. Herkesin tek başına doğduğunu ve tek başına öldüğünü söyleyerek ilişkiye dair fikirlerimi güçlendiriyordum. Evet, bir yanım sevilmek ve aşık olmak isterken diğer yanım bir isyan bayrağını dalgalandırıyor, ateşi körüklüyordu. Elbette bu şekilde düşündüğümde hiçbir ilişkide sağlam duramıyor, güvenip kendimi bırakamıyordum. Hep bir eksiklik hissi içinde oluyordum, tam olamıyordum.
Zamanla fark ettim ki ilişkiler yalnızca bulunup yaşanan şeyler değil; emek verilen, bazen bozulan ve tekrar inşa edilen yolculuklar aslında.
Ne zaman biriyle bir bağ kursak, fark etmeden beklentiler de yükleriz o ilişkiye. “Beni anlasın.”, “Beni hep sevsin.”, “Hata yapmasın.”, “Hep yanımda olsun.” deriz. Ama insanız, hata yaparız, değişiriz, bazen içimize kapanırız. O yüzden sevgi, sadece güzel anları paylaşmak değil; birbirini anlamaya ve olduğu gibi kabul etmeye gönüllü olmaktır.
Gerçekten sevdiğin biriyle olduğunda fark edersin ki onu değiştirmeye ihtiyacın yoktur. İlişkilerde hafiflik budur aslında: Sevdiğini olduğu gibi görebilmek ve ona alan tanımak.
Bir alışverişe gittiğinde onu da düşünmek, hatta bazen kendinden önce ona bir şey bakmak… Onun hislerini ve düşüncelerini önemsemek, arzu ettiği şeyleri bilmek… Hatta saçma olduğunu bile düşünsen sadece o arzu ettiği için kıymet vermek… Belki ona minik sürprizler hazırlamak… Hani seni daha çok sevsin diye değil, o mutlu olsun diye… İşte bence, böyle minik şeylerdir ilişkinin tıpkı ilk günkü gibi korunmasını sağlayan.
Birlikte olmanın en büyük tuzaklarından biri, kendi varlığını kaybetme korkusudur. “Biz” olurken *“ben”*i unutmak ya da tamamen *“ben”*e odaklanıp *“biz”*i ihmal etmek…
Gerçekten sağlıklı bir ilişki, iki bireyin birlikte büyüyebildiği bir yolculuktur. Hedef bunu yakalamak olmalı. Ama bunu söylemek kadar kolay bir şey değil. “Ben” ve *“sen”*in birleşimi *“biz”*in içinde yok olmamak ya da bencilliğinle bastırıp *“biz”*i yok etmemek…
Hayatına giren insan, seni tamamlamak için değil, seninle birlikte parlamak için vardır. O yüzden hayallerini, tutkularını, kendine ait olan dünyayı koru. Çünkü kendine iyi bakan biri, ilişkisine de ışık saçar.
Her birimizin etkilendiği özellikler farklı. Neye çekildiğimizin farkında olmalıyız. Başlangıçta çekildiğimiz özellikler sonradan bizi uzaklaştıracak olan şeylerle aynıdır. Bu nedenle, bu konuda daha özenli olmak, kendi içimizde eksik olanı karşı tarafta aramak yerine içimizde tamamlamak ve ilişkiyi kendimize yaptığımız bir yolculuk olarak tanımlamak pozitif bir yaklaşım olacaktır.
Günlük hayatın koşuşturmacasında, bazen birbirimize yeterince vakit ayıramadığımızı hissedebiliriz. Ancak birbiriniz için ayırdığınız o küçük anlar, uzun yıllara yayılan anılara dönüşür. Birlikte yeni bir yer keşfetmek, evde el ele yemek yapmak veya sadece sevdiğiniz bir film eşliğinde birlikte vakit geçirmek, ilişkinizi besleyecek en değerli anlar arasındadır.
Benim için en unutulmaz anlar, sadece birlikte sessizce oturup geçmişi yad ettiğimiz ve geleceğe dair hayaller kurduğumuz anlardı.
Büyük sürprizler her zaman etkileyici olsa da, aslında en anlamlı olanı küçük ama içten jestlerdir. Sabah uyandığınızda partnerinizin favori kahvesini hazırlamak, ona sevgi dolu kısa bir not bırakmak veya günün ortasında beklenmedik bir “Seni düşündüm.” demek, o günün en parlak ışıkları olabilir. Bu basit ama samimi hareketler, her gün yeniden sevmeyi hatırlatır ve ilişkinizin sıcaklığını canlı tutar.
Sevgi sadece güzel sözler değil, küçük dokunuşlar, sabır, anlayış ve birlikte büyüyebilme hâlidir. Bazen bir fincan kahve hazırlamak, bazen sessizce yanında durmak, bazen de gözlerinin içine bakıp “Seninleyim.” diyebilmektir.
Unutma, ilişkiler kusursuz olmak zorunda değil; sadece gerçek olmalı.
İlişkiler, bireysel gelişimden beslenen ortak bir yolculuktur. Kendi hayallerimizi gerçekleştirme çabası içinde olsak da, partnerimizi desteklemek ve birlikte yeni hedeflere koşmak, ilişkimizi daha derin ve anlamlı kılar. Bu sayede, her geçen gün biraz daha büyüyen, değişen ama her daim birbirine kenetlenen bir çift olabilirsiniz.
Sevgili olmak, o ilk büyülü anı yakalamak kadar, zamanın akışında birbirimize olan bağlılığımızı koruyabilmektir.
Unutmayın, gerçek sevgi; hem neşeli anların hem de zorlukların birlikte aşıldığı, her daim birbirine destek olunduğu bir yolculuktur.
Bugün, sevgilinizle birlikte olmanın, birlikte büyümenin ve kalplerinizi birbirine açmanın güzelliğini kutlayın.
Sevgiyle kalın
What's Your Reaction?






